Ahmet Ali CANBAZ


YÜZYILIN FELAKETİ 

Tarifi imkansız acılar içindeyim. Ülke olarak yüzyılın felaketiyle karşı karşıya kalmış, topyekûn bu devasa enkazın altından çıkmaya çalışıyoruz.


YÜZYILIN FELAKETİ 

Tarifi imkansız acılar içindeyim.


Ülke olarak yüzyılın felaketiyle karşı karşıya kalmış, topyekûn bu devasa enkazın altından çıkmaya çalışıyoruz.
Bir yanım toprağın altında, bir yanım üstünde. Karamsar, kararsız Duygu ve düşüncelerim. Manasız, anlamsız derinlerde kaybolup gidiyorum..

Görkemli, albenili, şaşalı, süslü püslü büyük büyük odalı havuzlu pahalı evlerimiz, şimdi gözümüze soğuk, kocaman "saraydan mezar" gibi görünüyor.

 
İki yıl önce çıkmak istemediğimiz evlerimize, şimdide girmeye korkuyoruz! Çünkü; genç, yaşlı nice canlar soğuk betonlar altında. Kimi şehadet şerbetini içmiş, kimisi hafıza lar açık, saatlerdir ecel terleri dökerek, enkaz altında kurtarılmayı bekliyorlar..
 


Evladın kısılmış sesi annesini arıyor, gözünün yaşı kurumuş baba evlatlarını çıkar diye enkaz başında bekliyor. Yetmişlik dede eşim şurda demeye çekiniyor, sanki önceliği genç vücutlar çıkarılsın der gibi geride bekliyor..

Her şeye rağmen; "La Tahzen İnnallahe" “Üzülme, Allah bizimle beraberdir!” ayeti imdadıma koşuyor.. Ümit var oluyor, buda geçecek yaralar sarılacak tır inşallah diyorum..

Bugün bizim halkımız bütün kaynaklarıyla dini, Dili, Irkı ne olursa olsun, acılar karşısında tek vücut olmuşlardır. Camiler, Cem evleri, yurtlar, okullar, otel, pansiyon, dernek, vâkıf ve lokantalar, depremzedelere ücretsiz olarak kapılarını açtıkları bir dönemde!

"Bazı TV kanalları, bazı siyasiler, Kelli felli adamlar, büyük beyinler, yazar, çizerler ne acı ki! böyle durumlarda ortaya çıkıp, acıları sarma, fikir üretme yerine, havayı bulandırıp kaos ortamı yaşatmakla meşgul olsalar da, siz onları duymadan gelin.

 
Şimdi öncelik canları kurtarmak, yardıma koşmak, acıları sarma zamanı. Vakit boşa akıp gitmemeli. Kavgamızı, hesaplama işlerini daha sonra yaparız..
 


Anadolu Aslanları, işadamları, küçük büyük esnaflar, teyzeler, amcalar, ineğini pazara çıkaran nine, sobasını satan teyze, elindeki kumaştan çadır yapmaya çalışan esnafımız, Azerbaycan dan yola çıkan kardeşlerimiz, malıyla, canıyla bir cana can, yaraya deva olma yarışına girmişlerdir.

Adına A - B - Z her ne kuşağı denirse densin, gözü yaşlı bu gençlerimizi deprem bölgesinin, yardımın her karesinde, her yerinde görmek mümkün..

Yine bizim geçmişte yardımına koştuğu muz, dost, hatta düşmanlık besleyen devletler bile yardımda koşuyorlar. Dünya halkları da boş durmuyor. Yardım kampanyaları düzenleyerek şimdi sıra bizde kampanyaları düzenliyorlar.

Tâbi bunun yanında her zaman olduğu gibi, hırsızlık, karaborsacılık, rant peşinde koşanlar, yalan haber üreten sosyal medya sinsarları da var. 

Acilen Türkiye genelinde tüm yapılar gözetim altına alınarak, geçmişe dair de hesap sorulmalı. Suçu olanların kendi ve çocuklarının malvarlığına el konularak mağdurlarına verilmelidir.


 

1)-Malzemeden çalan müteahhitlere
2)- Olmayacak bölgeleri imara açan belediyecilere.
3)- İşini adam gibi yapıp denetlemeyen yapı denetimcilere.
4)- Bu durumdan bile faydalanıp kaos çıkarmaya çalışan sivil toplum kuruluşu, parti, ve medya büyüklerine.
5)- Daha çıkmadı ama yakında çıkar, deprem yardımlarına bir şekilde çöken yapılarada hesap sorulmalıdır.


 

Bu münasebetle yaşanan depremde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralı olan kardeşlerimize acil şifalar diliyor, depremzedelerin yardımına koşan tüm görevlilere ve gönüllülere en kalbî şükranlarımı sunuyorum..


Yâ Rabbi! Affet, bağışla bizi,
Hepimiz senden visâl isteriz.
Sen ihsanda, bizlerse isyandayız,
Yâ Rabbi! Senden mehâl isteriz.
Yolumuzu aydınlat, ışık ver
Yâ Rabbi! Sen’den meş’âl isteriz


 

Ahmet Ali Canbaz 13/ 02/ 2023


 

Not; Devlet yetkililerinin haricindeki yalan sosyal medya ve söylenti haberler kale alınmamalı, mutlaka resmi kaynaklardan gelen bilgilerle hareket edilmelidir..