“SEN KİMSİN LAN” DİYENE SEN KİMSİN DEMEYELİM Mİ?
22-23 Aralık günü K.Irak’ta PKK’lı teröristlerin saldırısı sonunda 12 askerimizin şehit düşmesi tüm ülkede tepkiyle karşılandı. Ateş düştüğü yeri yakar sözü boşa söylenmemiştir. Rahmetli annem hiç baba yüzü görmemiş bir şehit çocuğuydu. Çocukluğum babasının nerede nasıl şehit olduğu hikayelerini dinlemekle geçti. Anlatırken sanki dün şehit olmuş gibi acısını tazelenirdi. Nasrettin hoca misali, damdan düşeni damdan düşen anlar. Evlat acısı yaşamanın ne kadar zor olduğunu söylememe gerek var mı? Şehit Mehmet Aslan’ın babası tabutunun başında “ Kavala’ya ve Demirtaş’a özgürlük isteyenlere hakkımızı helal etmiyoruz.”demiş. Bu iki ismi kamuoyu çok iyi biliyor. Gazeteci kılıklı Can Ataklı efendi bu sözlerden rahatsız olmuş. Utanmadan, sıkılmadan şehit babasına hakaret ederek “
Kimsin lan kimsin? Şehit babası olunca canının istediğini söylemeye hakkın mı var”diyor. Şehit babasına sen kimsin lan diyen adama; “sen de kimsin lan” demeyi haketmiyor mu?. Acısını bile yaşatmıyorlar insana yazıklar olsun.
CHP NEREYE GİDİYOR
PKK saldırısından sonra İ.P grup sözcüsünün teklifiyle hazırlanan kınama bildirisini mecliste grubu bulunan AK Parti, İ.P ve S.P’si ortak imzayla kamuoyuna açıklama yaptılar. PKK’nın meclisteki siyasi uzantıları zaten PKK’yı terör örgütü olarak görmüyor, onu geçelim. Söze gelince biz cumhuriyetin kurucu partisiyiz, Atatürk’ün partisiyiz diyenler ise ortak bildiriye imza atmaktan imtina ettiler. Bunu da izah etmekte bayağı zorlandılar. Birkaç saat sonra tek başlarına imza atarak bir bildiri yayınladılar. Bildiride terör örgütünün adı geçmiyor. Neden
geçmiyor. CHP, PKK’nın terör örgütü olduğunu kabul etmeyenlerle yerel seçimlerde ittifak yapıyor. Ey.. CHP birkaç belediye için ülkeyi bölmeye çalışan ABD’nin aparatını destekleyenlerle bir arada olmayı nasıl kabul edebiliyorsunuz?. Gerçek Atatürk’çü, bağımsızlığı bayrak edinmiş CHP tabanına bunu nasıl açıklayacaksın?. Kendini rüzgara bırakmış kuru yaprak misali nereye sürükleniyorsun. Bu gidiş hayra alamet değil. Kınamamak için binbir dereden su getiriyorlar, tutmuş İmamoğlu ulusal yas ilan edelim diyor. Düşmanın saldırıları devam ederken ne yası, savaşıyoruz. Savaşırken yas tutulmaz. Düşmanı sevindirmek mi istiyorsunuz. Durduğunuz yer çok netameli aklınızı başınıza toplayın. Biz PKK’yla değil, ABD’yle savaşıyoruz. Gazze konusunda gösterdiğimiz kararlı mücadele ve son Irak’la yaptığımız anlaşma efendileri rahatsız etmiş olacak ki;
dikkatimizi başka noktalara çekmeğe çalışıyorlar. İçerdeki uzantıları da baş düşmanı bırakıp “kınamıyoruz, lanetliyoruz” gibi laf cambazlıkları yapıyorlar. Unutmayın! Seçmen bunları deftere kaydediyor. Zamanı gelince faturasını kesecektir.
