Mehmet AKBACAK


DEPREM FELAKETİ VE AFAD RAPORU

Kahraman Maraş ve çevresinde kısa aralıklarla yaşanan 7.7-7.6 depremlerinin yarattığı felaket Türkiye’yi yasa boğdu.


DEPREM FELAKETİ VE AFAD RAPORU

  Kahraman Maraş ve çevresinde kısa aralıklarla yaşanan 7.7-7.6 depremlerinin yarattığı felaket Türkiye’yi yasa boğdu. Bırakın yıkılan binaları, geri gelmeyecek olan canlarımız içimizi yakıyor. Üç deprem yaşamış birisi olarak ekrandan seyrederken enkazdan çıkartılan insanların ve bilhassa çocukların yaşam mutluluğu bizlere umut oluyor, hiç olmazsa yarına ümitle bakmamızı sağlıyor. 

     Deprem olduktan biraz sonra sahaya giden AFAD’lılar, İtfahiyeciler, STK’lar merkezi ve yerel yöneticilerin canla başla çalıştıklarını hem ekrandan ve hem de basından izledik. Deprem analistleri bu deprem için ‘Asrın Depremi’ tanısını koyuyorlar. Tarihte 1114,1513,1544 ve 1795 yılında da bu çapta depremler yaşanmış. Bu deprem, 500 yıllık enerji birikiminin boşalması sonucu meydana geldiği için tahribatı daha fazla… Ayrıca karada olması depremin şiddetini artıran diğer bir faktör. Bugüne kadar bir sürü deprem yaşadık, binlerce can ve mal kaybımız oldu. Artık bundan sonra bu işin edebiyatını bırakıp somut projelerle depremin etkisini en aza indirecek önlemler almalıyız. 

     Buna en güzel iki örnek; Hatay’ın bir ilçesinde yapılaşmanın plana uygun olması nedeniyle hiçbir bina yıkılmamış ve can kaybı yaşanmamış. İkinci örneğimiz; depremin olduğu bölgelerde yapılmış TOKİ Konutlarının hiç birisi yıkılmamış dimdik ayakta.. Zaten yıkılan binaların %95’i 1999’dan önce yapılan binaların olması rastlantı olmasa gerek. En kısa zamanda kentlerdeki Kentsel Dönüşümleri hızlandırmak ve İstanbul gibi mega kentlerin yakınlarında uydu kentler kurmanın zamanı geldi geçiyor. Göreceksiniz önümüzdeki seçimlerde seçmenlerin  deprem konusundaki projeleriniz ne olacaktır sorusuna cevap verebilenler önem kazanacaktır. Bazı belediyelerin deprem konusundaki ayırdıkları bütçeler, reklam konusunda ayırdıkları bütçe yanında devede kulak olduğu gerçeğini de unutmayalım. Ne yazık ki bu çevrelerin ‘devlet nerede’ diye suçlamalarla sesleri fazla çıkıyor olmasına ne dersiniz.

            AFAD’I TEBRİK ETMEK GEREKİRKEN

     Depremle birlikte en kısa sürede sahada olup enkazlarda arama kurtarma çalışması yapan kuruluşların başında AFAD,  daha doğrusu AFAD’ın koordinasyonu altında faaliyete başladılar.Tek bir yerde veya iki üç şehirde yaşanmış olsa çalışmalar daha hızlı,  kurtarma elemanları yeteri kadar olacaktı. Hatta şehirler arası dayanışma sayesinde kayıplarımız daha az olacaktı. Oysa bölgedeki 10 şehir, onlarca kasabalar, ilçeler ve binlerce köyler yardım bekliyorlar. Onun için koordinasyonda bir takım aksaklıkların yaşanmasınn önüne geçilmesi kolay değil. Ama yine de AFAD önemli bir sınavı başarıyla geçti diyebiliriz.

   AFAD 23 Kasım’da yaşanan Düzce Depremi’nden sonra kurum kendi içinde gördükleri eksiklikleri bir rapor halinde İçişleri Bakanlığı’na sunmuş. 

      AFAD RAPORU’NDA

  • Afad yönetiminde yetki ve karar karmaşası yaşanmıştır.
  • İletişim eksikliği sebebiyle kararlar sağlıklı alınamamıştır.
  •  Hasar tesbitlerine geç başlandı ve teknik ekip yetersiz kişilerden oluşturuldu.
  • Halkın uygun olmayan yerlerden yanlış bilgilendirildiği,
  •  Yemek ve çadır konusunda sorunlar yaşandığı
  •  Çadırların farklı yerlerde kurulmasının sonucunda takip ve kontrolünün sağlanamadığı, elektrik ve ısınma sorunlarının yaşandığı
  •  Valiliğin bir iletişim planı hazırlamadığı, valilik tarafından sosyal medyanın aktif olarak kullanılması gerektiği ve günlük basın bildirileri yayınlaması gerektiğine dikkat çekilmiş. 

         Kendi kurumunu açıkça eleştirebilen bir yapı gelecekte daha iyi bir konuma geleceğinin habercisidir. Keşke tüm kurumlar, tüm siyasi partiler ve STK’lar bu anlayışa gelebilseler. O zaman Türkiye demokrasisinin özlenen yere gelme süresi uzamaz diye düşünüyorum.

 

      Oysa Maraş bölgesinde AFAD arama, kurtarma çalışmaları yaparken Ana Muhalefet Partisi Lideri Kılıçdaroğlu,  AFAD raporunu  göstererek AFAD’ı karalayarak sözde hükümeti yıpratma derdine düşmüş. Kardeşim sen 15 seçim kaybetmişsin, bir günde biz niye kaybettik sorusunu kendinize sordunuz mu? Seni eleştiren parti yöneticilerini, milletvekillerini, belediye başkanlarını partiden ihraç ettin. Allah rahmet eylesin Deniz Baykal vefatından önce verdiği söyleşide “Kemal beni tasfiye etti” diye serzenişte bulunmuş.

       6.200 YALAN BİLGİ VE HABER

Bir ülke savaş ya da doğal bir felaket yaşarken haber olarak yalan yanlış bilgiler veriyorlarsa; akla hemen düşman kuvvetlerin bir tezgahı diye yorumlarız. Ya da yanlış bilgi ve haberi veren teyit etmeden aktarıyorsa art niyetli olmasa da hükümeti yıpratacağı için siyasi bir çıkar düşünmüştür. Buna ait sosyal medyada bir çok örnekler gördük. Adına Zafer diyen kuruluşun lideri hergün yüzlerce yalanı haber diye kamuoyuna aktarıyor. Bir arkadaş “ Suriyeliler kızlarımıza tecavüz ettiler. Allah belanı versin AK Parti” diye paylaşmış. Biraz araştırdım bu haberin kaynağı bu şahıs… Bir gazeteci soruyor haberiniz yanlış çıktı özür dileyecek misiniz diyor. Adam utanmadan, sıkılmadan “ben bu haberi oluşturmadım, sosyal medyadan” aldım diye pespayeliğini sergiliyor. Suriye düşmanlığını o kadar yaydılar ki,enkazda bulunup” neden ses çıkarmadınız?” diye sorulan bir aile “Suriyeli olduğumuzu anlayıp yardım etmeyeceğinizden korktuk” diye cevap vermişler. Irkçı anlayışın Türkiye’yi hangi kalıba soktuğunu görüyor musunuz? Bakmayın bir avuç sahtekara, vurguncuya, yağmacıya, ırkçı faşistlere ve depremden siyasi rant elde etmeye kalkışanlara bu millet her zaman dayanışmaya, birlikteliği öne çıkartarak dimdik ayakta kalacaktır. Kimse boşuna heveslenmesin, hevesiniz boğazınızda kalacaktır. Kalın Sağlıcakla.