BİR KIVIRMAYAN SEN KALMIŞTIN!
Çocukken çoğu zaman kahve önlerinde herhangi bir konuda koyu bir tartışma yaşanırken taraflardan birisi iddialı görünmek ve haklı olduğunu kanıtlamak için “ Üçden dokuza şart olsun” diye başlayan ağzını köpürderek karşısındaki rakibini alt etmeye çalışırdı. Daha doğrusu iddiasını karşısındakine kabul ettirmek için olmayacak vaadler ileri sürerlerdi. Olayın sıcaklığı geçtikten sonra unutulur gibi olurdu. Lakin toplum içinde o kişinin sözlerine itibar edilmezdi. Söz arasında “bırak şu tevatürcüyü” diye sarakaya alınırdı. Dün kahve köşelerinden TV ekranlarına taşındı. Terzi Ahmet, bakkal Yusuf yerini Bakan, milletvekili, belediye başkanı ve gazetecilere bıraktı. Maalesef koskoca kelli felli adamlar olmasına karşın düştükleri durumlar içler acısı..
Bu konuya nerden geldim derseniz. Bir Tv proğramında konuşan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan; “ Hayatımda hiç kıvırmadım. Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığını kazanırsa hiç de tahmin etmiyorum, 2024 yılında seçilme şansım % 100 de olsa Belediye Başkanlığına aday olmayacağım” demiş. Geçen akşam haberlerde ise CHP Genel Merkezi Tanju Özcan’ı Bolu’dan aday gösterdi.
Şimdi buna ne diyelim. Bu zat CHP Genel Merkezi’ni protesto etmek için Bolu’dan Ankara’ya yürüyüp CHP’nin önünde miting yapıp koltuk fırlatmadı mı? Peki neden ihraç edildi?. AK Partili bir kadın meclis üyesine uygunsuz laflar etti diye… Yaptığı açıklamalarla partiyi yerin dibine sokarken o günkü merkez yöneticileri Kılıçdaroğlu dışında hepsi yerli yerinde duruyor. Bu kadar hakaret ve aşağılamaya karşın maşallah yağmur yağdı diye şükrediyorlar.
Senden önce de çok kıvıranlar oldu. Bir kıvırmayan sen kalmıştın. Hayırlı uğurlu olsun. Yalnız tanıdığım Köroğlu’nun torunları kıvıran yöneticileri ve delikanlıları sevmezler. Seçmen ne zaman kıvıracağı belli olmayan Özcan’a umarım dersini verirler.
Yıllar önce Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılacak deyince meşhur Çölaşan adlı gazeteci aynen şunları söylemişti. “ Erdoğan 6 sıfır atsın, ben de Taksim’de eşşek gibi anıracağım” demişti. Bugünlerde rahatsızmış (Geçmiş olsun) Yaşar Okuyan’da 2015 seçimlerinde %40’ı geçsin Çankaya’da anırırım demişti. Kılıçdaroğlu ise bir seçim arefesinde %40 oy almazsam genel başkanlığı bırakırım demişti. Haa.. Unutmayayım. Aynı Kılıçdaroğlu; “ Askeri darbe olursa tankın önüne önce ben çıkarım” demişti. Söz verip de yerine getirmediğin zaman itibarın yerle bir oluyor. Ne demiş atalarımız “Büyük lokma ye, büyük söz söyleme”..
SİVİL İNSİYATİF DEVAM EDİYOR
Sivil İnsiyatif Organizasyonu 15. Aralık günü Memur-Sen İL Temsilcisi İsmail Atay’ın sunduğu Eğitim ve Sorunları konulu konferansımız yapıldı. Katılımcıların önemli bir kısmı emekli öğretmenler olduğu için bir nevi eski ve yeni uygulamalar karşısındaki tavırlar sergilendi. Kalın çizgilerle altı çizilen sorunların başında ikili öğretimin hala devam ediliyor olması, müfredat proğramlarının yaşama uygun olmayışı, meslek liselerinin yetersizliği ve eğitim camiasının büyük yarası olan öğretmenlere mülakat yapılması.. Kim ne derse desin mülakatın adil yapıldığı söylenemez.
Yalnız bizim çalışma döneminde ilk konuların başında ücret konusu yer alırdı. Bu toplantıda bu konudan hiç söz edilmedi. Öğretmenlerin verimli olması için iyi yetişmesi ve yaşam düzeylerinin de iyi olması gerekir. Çok şükür artık öğretmenler ikinci bir iş yapma ihtiyacı duymuyorlar. Kalın Sağlıcakla.
