YUNANİSTAN- PKK İŞBİRLİĞİ VE YANGINLAR!
Türkiye’de Doğu Akdeniz Mavi Vatan Doktrinin mimarlarından olan Müstafi Tüm Amiral Cihat Yaycı’nın son yangınlarla ilgili analizini bu konudaki bazı kafa karışıklıklarını giderir umuduyla paylaşmak istiyorum.
“ Burada bir kasıt var. Devlet ciddi bir Yunan-PKK terörüyle karşı karşıyadır. Terör örgütünün yangınlarda parmağı olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyince ırkçı suçlamasıyla karşılaşıyoruz. Bu suçlamalar klasik psikolojik baskı yönetimi. Bunlardan yılmıyoruz. Türk Denizcilik ve Global Strateji Araştırma Merkezi (Türk DEGS) olarak amacımız kesinlikle siyaset değil. Ne iktidar yandaşıyız ve ne de muhalifiz. Biz bağımsız değerlendirme yapan bir düşünce grubuyuz. Bizim önceliğimiz Türkiye’nin hak, menfaat ve güvenliğidir. Böyle olunca da değerlendirmelerimiz bazen iktidarı bazen de muhalefeti rahatsız ya da memnun edebilir. Biz Türkiye için doğru bildiğimizi ve düşündüğümüzü hiçbir siyasi maddi fon kaygısı ve yönlendirmesi olmadan söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz.
Son yangın olayına gelince, özü şu, biz bu yangınların rastlantıdan ziyade kasıtla çıkarılabilmiş olabileceğini değerlendiriyoruz. Zira yangınların çıktığı bölgeler, yerleşim merkezine yakınlıkları, nüfus dağılımı, terör örgütünün beyanları ve sicili bunu gösteriyor. İklim şartlarının sadece turizm beldelerinde ve Türkmen obalarında yangına sebeb olması da zaten hayatın olağan akışına aykırı.
Terör örgütü silahlı mücadelede ezilmiş ve şimdi alışkanlığı olduğu üzere çevre terörüne başvurması muhtemeldir. Haritaya bakınca, oluş şekli ve zamanlamalarına bakınca çevre terör ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu düşündürmektedir. Silahlı mücadelede yenik düşen örgütün açıkça bu yolu deniyor olması en muhtemel seçenek olarak durmaktadır. Maalesef dünyanın en güçlü devletleri gibi, biz de bu çevre terörüne karşı tedbir almak konusunda çok zayıfız. Zaten tam tedbir almak da mümkün değil, gerçekçi konuşalım. Elbette bu yangınlardan devlet de gerekli dersleri çıkarmış, çıkarmakta ve çıkarmalıdır.
Terör örgütünün destekçisi Yunanistan’ın sicili bu konuda zaten bellidir. Yunan milletvekili Boduvas ise şu ifadeleri yapmıştır. ‘PKK Türkiye’nin Akdeniz politikalarını durduran Yunanistan’ın elindeki bir baskı aracıdır. PKK ile mücadele eden Türk Ordusu, Ege’de Yunanistan’a karşı hazırladığı güçlerini Doğu’ya sevk etmektedir. Yunanistan’ın açıkça desteklediği ve hala kamplarının bulunduğu bu terörist örgütün elebaşlarından Şemdin Sakık da ne demişti. ‘Silahımız tükenir, sayımız azalırsa Bodrum’a gider yatlarını yakarız, Antalya’ya iner seralarını yakarız, İstanbul’a çıkar arabalarını yakarız, İzmir’e ulaşır ormanlarını yakarız’. Örgütün ‘Ateşin Çocukları’ yapılanması da ortadadır.
Fetö, yangın olaylarında Yunanistan ve PKK parmağı olması ihtimalini gündeme getirmemizden rahatsız oldu, ölümle tehdit etmeye başladılar. Bu yangınlarda delil bulmanın çok zor olacağını biliyoruz. Çünkü bir kibrit ya da kağıt parçası ile her yerin tutuşturulabileceği bir ortam var. Avrupa ve Dünyada çeşitli yangın haritaları gösterilerek terör ihtimalinin üstü örtülmek ve devlet aciz gösterilmek isteniyor. (Son Türkiye’ye yardım edin Twiti gibi m.a) Düşman unsurların Türkiye’de iç karışıklık/ olası bir iç savaş çıkarmak maksadıyla bir Türk-Kürt meselesi alevlendirmek hevesinde olduğu aşikardır.( Konya Katliamından sonraki durum m.a)
Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, çıkan yangınlar hakkında konuştu, sabotaj olduğunu söyledi. Karaca açıklamasında “66” noktada yangınlar devam ediyor. Bunların sabotaj olduğunu bizler biliyoruz. Vatandaşlar 4 kişinin Molotof kokteyl ve benzinle yangın çıkardığını söylüyor. Şu an etraf sarılmış durumda. Dört kişiyi bulmak için arkadaşlarımız yerel halkımız mücadele içinde”dedi
Benim gibi milyonlarca insanın da dikkatini çeken bir husus var. Muhalefet partilerinden hiç birisi bu yangını kim çıkardı sorusunu sormayıp, uçak nerde, su nerde, hortum nerde, hükümet nerde diye yaygara kopararak asıl suçlulara perde olmalarını nasıl değerlendireceğiz. Kalın Sağlıcakla.