Mehmet Akbacak

        BİZ NE PKK, NE FETÖ VE NE DE YUNANİSTAN’LA SAVAŞIYORUZ!

      Cumartesi günü CNN’de Cüneyt Özdemir’in sunduğu 5N 1K proğramında emekli Tümamiral Cihat Yaycı’yla yaptığı söyleşiyi izledim. Bilmeyenler için; Cihat Yaycı’yı Mavi Vatan ve Fetömetre’nin mucidi olarak tanıdık. Bu iki konudaki başarısı gerçekten ülkemiz için çok önemli bir kazanım. Mavi Vatan’la Türkiye Antalya Körfezi’ne sıkışıp kalmaktan kurtuldu. Fetömetre ile de ordu içindeki Fetö’cülerin ayıklanmasında önemli bir rol üstlendi. Cihat Yaycı’yı dinledikçe Türkiye’nin netameli badirelerden geçtiğini ve hala bu tehlikenin devam ettiğini söylemesi karşısında tüylerim diken diken oldu.

             BÜYÜK PLANDA NELER VAR

    Bakın Cihat Yaycı neler diyor; “Eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı, iç savaşı başlatarak Güneydoğu’da Kürdistan devletini kuracaklardı. Trakya ve Ege Yunanistan tarafından işgal edilecek, İstanbul özerk bir yapıya kavuşacak. Ermeni Patriği Ekümenlik yoluyla Vatikan gibi olacak, Ermeni devletinin kurulmasına çalışılacak ve Kıbrıs’tan Türkler çıkartılarak Yunanistan’a bağlanacak. Gerçi bu isteklerinden asla vazgeçmiş değiller” diyor.Tabii haliyle Libya’da, K.Suriye ve Irak’taki üslerimiz yok edilecek. Bunların düşünülmesi bile insanı sıkıntıya sokuyor. Peki bunların gerçekleşmesi için kimler rol alıyor. Başta FETÖ casusluk örgütü, PKK tetikçisi, DEAŞ, DHKP-C , Yunanistan. Bunlar yeterli mi?. Tabii ki değil, bunların içerdeki siyasi uzantılarıyla, dışardan fonlanan STK’lar, vakıflar yani Soroz’cu kuruluşlar boy göstermekte. Bu işbirlikçilerin tüm argümanları ‘Demokrasi, Özgürlük, İnsan Hakları, Adalet’ gibi kimsenin itiraz edemeyeceği kavramlar. Ama ne yazık ki; dünyanın en kanlı örgütü ‘Barış’ diyor, ‘İnsan hakları’ diyor. Bu örgüt 6.Bini aşkın sivil vatandaşımızı katletmiş. 15.000 kişiyi de kendi içinde infaz etmiş. En ağır operasyonlarda çocukları kullanıyor. Daha geçen hafta silahsız eli kolu bağlı 13 vatandaşımızı katletmesi bir yana, ölümlerden Türkiye’yi sorumlu tutmasına ne dersiniz. ABD Dışişleri Bakanlığı’da katliamı eğer PKK yaptıysa kınarız diyor. Ana Muhalefet Lideri’de katliamdan Erdoğan’ı sorumlu tutuyor. 15 Temmuz’da da ABD birkaç gün sonra taziyelerini sunmuştu. Yenikapı’dan sonra  Kılıçdaroğlu kontrollü darbe diyerek darbecileri aklamaya çalışmıştı Şimdilerde artık darbe demeye başladılar. Darbenin tetikçiliğini yapanlarda tiyatro ve kontrollü diyerek sulandırmaya, kafaları karıştırmaya başlamışlardı.

          Yunanistan’a helikopterle kaçan subaylar geri iade edilmedi. Ayrıca Nato’da görev yapan kurmay subaylar Almanya’ya iltica ettiler. Anlayacağınız hem PKK, hem Fetö’cüler müttefiklerimiz tarafından korunup kollanmaktalar. Bu nasıl müttefiklik anlayan beri gelsin. 2014 sonrası  bazı yayın organlarında Türkiye için ‘Ne dost, ne düşman, şimdi ise düşman’ olarak niteleyen makaleler yayınlanıyor. Yani anlayacağınız eğri oturup doğru konuşalım. Biden iktidara gelmeden, Türkiye’ye demokrasi konusunda muhalefetin yardımına koşacağını açıkça söylemişti. Muhalefet dediği yukarda açıkladığım kendi beslediği aparatlarıyla, maalesef sırf Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yapan kimi siyasi partiler.. Halk bunların farkında gereken cevabı sandıklarda verecektir. Diğerleri içinse onların kökünü kurutuncaya kadar mücadeleye devam edilecektir. Tam bir bağımsızlık savaşı verdiğimizi bazıları daha anlayamadılar galiba.. Dışarıya karşı iç cepheyi sağlam tutarsak bize kimse bir şey yapamaz.Biz ne PKK’ya, ne FETÖ’ye, ne DEAŞ’e, ne DHKP-C’ye karşı savaşmıyoruz. Bunların hepsi başta ABD ve küresel güçlerin aparatları, biz bu aparatları kullananlara karşı savaşıyoruz. Bu böyle biline.

Kalın Sağlıcakla.