Mehmet AKBACAK


SEÇMEN İKTİDARA ÇOK GÜZEL MESAJLAR VERDİ!

Bu sorunlar yalnız AK Parti’nin sorunu değildir. Türkiye’nin ana sorunlarıdır. İktidar sorumludur ama muhalefette en az iktidar kadar sorumlu olduğunu unutmamalı. Seçmen oyunu verirken her iki tarafa da mesajlarını vermiştir.


SEÇMEN İKTİDARA ÇOK GÜZEL MESAJLAR VERDİ!

Türkiye bir yıl içinde üç defa sandığa gitti. Çok şükür kazasız belasız bir seçim oldu. Bu konuda tüm siyasi partilerin ve siyasilerin katkısını unutmayalım. Tümünü gösterdikleri bu olgunluktan dolayı kutlamak gerekir.

    Geçmişte AK Parti’nin sandıktan başarılı çıkmasını hazmedemeyenler ‘demokrasi yalnız sandık değildir’ diyerek halkın iradesini önemsizleştirmeye çalışıyorlardı. Demokrasinin ana krıterlerinden en önemlilerinden birisi seçimdir, yani sandıktır. Sandıksız bir yönetime demokrasi denemez. Tabii buradaki sandık serbest, özgür ve her kesimin sesini duyurabileceği bir seçimden bahsediyoruz.

     Bu güne kadar bir çok seçim yaşadım. Genelde yakın zamana kadar seçimde başarısız olanlar açık yüreklilikle başarısız olduklarını söylemek bir yana hatta geçen seçime göre aldıkları 1-2 puan artışını başarılı olduklarına delil olarak göstermişlerdir.

      İlk defa yerel seçimlerde AK Parti ve Erdoğan başarısızlığının nedeni olarak kendilerini sorumlu tutmuştur. Gerçekten kendine güvenen, seçmeni suçlamayan, eksik ve hatalarımız var diyerek özeleştiri yapmaktan kaçınmamıştır. Seçmenin tercihini de saygıyla karşılamıştır.Hatta daha ileri giderek Erdoğan;  “ kısa zamanda toparlamazsak güneşi gören buz gibi eririz” diyerek gelecekte ki  tehlikeye de işaret etmiştir

 

      Günlerdir seçim sonuçları üzerinde yorumlar yapılıyor. Bu seçimde CHP’nin gösterdiği başarıyı beklemiyorlarmış gibi ürkek yaklaşımlar gösteriyorlar. Haklılar çünkü; seçimden hemen sonra DEM’in adayı İmamoğlu’na ayar verirken, bazı başkanlar da DEM’e karşı sert açıklamalarda bulunuyorlar. Yapılan analizlerde CHP’in oyunun fazla artmadığı buna karşılık AK Parti’nin oyunun azaldığı görülüyor. AK Parti seçmeni bir yandan sandığa gitmiyor, diğer yandan da başka partiye tepki olsun diye oy veriyor.

    Örnek olarak Düzce seçimlerine bakacak olursak; 2019’da genelde oyu %47.66, Belediyede ise %47.14, 2024’te ise genelde %39.37, belediyede ise %40.21. Her iki seçimde oylar arasında 8 puanlık fark var. Katılım oranları bu sefer çok düşük.

      Şimdi soralım 2019’dan bu yana 5 yıldır görev yapan Dr. Faruk Özlü’nün çalışmalarına bakarsak hemen hemen hiç kimse bu konuda Özlü’ye çalışmadı diyemez. Yaptıkları ortada, yapacakları da sıralarını bekliyor. Normalde %47.14 oyunun hiç olmazsa %50 olması gerekirken oyu 7 puan düşmüş. Bunun tek nedeni hayat pahalılığı ve emeklilerle alt gelir gruplarının yaşadıkları yoksulluk.  Buna karşılık hiçbir projesi olmayan, sorarım oy verenlere niçin Güloğlu’na oy verdiniz desem verecekleri cevapları Güloğlu ilgili olsun. Tıpkı 2002 seçimlerinde Genç Parti’ye % 7 verilen oylarla örtüşmekte. Sakın yanlış anlaşılmasın iki partiyi eşit olarak gördüğüm düşünülmesin. Doğrudan tepki oylarıdır, çünkü diğer adaylara elleri gitmemiştir. Eğer Dr. Faruk Özlü beş yıl içinde başarılı olmasaydı bu oy oranına ulaşamazdı. Bu nedenle Özlü’yü ilk kutlayanların başında Erdoğan’ın olduğunu unutmayalım. Düzce’nin önünde trafik, su, turizm konusundaki sorunlara yoğunlaşması duruyor. Sayın Özlü’yü kutlarken, gelecek beş yılda başarılar dilerim.

       Peki AK Parti’nin başka hataları yok mu? Olmaz olur mu?. 2018’de aslında seçmen uyarısını yapmıştı. Teşkilatta yıllarca çalışmış, alınteri dökmüş, emek harcamış, gel deyince gelmiş, git deyince gitmiş (Kişiliksiz anlamı çıkarılmasın) sadece davası için mücadele etmiş kişilere fazla rağbet edilmemiş. Buna karşılık yukarda adamı olan, aşağıdaki  milletvekilinin sözünden çıkmayan tabanda karşılığı olmayan kişiler rağbet görmüş. Bu zamanla teşkilatın bürokratik bir yapıya dönüşme tehlikesi yaşamış. Sonuç olarak teşkilatla halk arasında duvar örülmüş. Erdoğan seçim sonuçlarını analiz ederken can alıcı noktayı da ifade ediyor. “Ortada sadece oy kaybı yok. Ruh ve kan kaybı var”. İşte yenilginin püf noktası burası..Bu kayıpları ortadan kaldırmadan 2028 seçimlerinde başarı beklenemez. Yenilginin nedenleri masaya yatırılmış. İnanıyorum, Erdoğan bu toparlanmayı sağlayacaktır.  Teşkilata dinamizm getirecek operasyonların yapılması şarttır. Ayrıca toplumda kanayan bir yara olan  hukuktaki aksaklıklar en kısa zamanda hukuk reformuyla sağlıklı hale getirilmesi gerekir. Bir iki örnek vermek isterim. Adam trafikte ölüme neden oluyor, birkaç gün sonra tahliye oluyor. Kadına şiddetten yargılanırken iyi hal durumundan cezası azalıyor. İki kişi boşanalı 3 yıl olmuş hala karar yargıtayda bekliyor. Bir nevi boşanan çiftlere ceza veriliyor.

    Bununla birlikte vergi reformunun yapılması kaçınılmaz haldedir. Yine önemli olan toplumda yarılmaya neden olan gelir dağılımı adaletsizliğinin makul seviyeye getirilmesi, fiyatlardaki fahiş artışlara çözüm bulunması ve haliyle dar gelirli gruplarla emeklilere insanca yaşayabilecekleri ücret politikalarının hayata geçirilmesi şarttır. 

       Bilhassa sokak hayvanlarının acıklı hallerinin ve saldırıya uğrayan insanların bu durumdan kurtulmaları için köklü ve kalıcı politikalar üretilmelidir. Yapay çözümler daha çok sorunun büyümesine hayvanların  hem de insanların eziyet çekmelerine neden olmaktadır.

      Bu sorunlar yalnız AK Parti’nin sorunu değildir. Türkiye’nin ana sorunlarıdır. İktidar sorumludur ama muhalefette en az iktidar kadar sorumlu olduğunu unutmamalı. Seçmen oyunu verirken her iki tarafa da mesajlarını vermiştir.  Kalın Sağlıcakla.